İlhanlı Hükümdarı Ebu Said Bahadır Han'ın (1316-1335) zamanında Anadolu genel valiliğine Emir Çoban'ın oğlu Demirtaş tayin edilmiştir. Ancak Emir Çoban'ın öldürülmesi üzerine korkuya kapılan Demirtaş, Kahire'de bulunan Melik Nasır Muhammed'in yanına kaçınca (22 Ekim 1327) kayınbiraderi Alaeddin Eretna Anadolu'nun idaresini vekâleten üzerine almıştır. İlhanlı merkezî idaresi de Anadolu valiliğine Büyük Şeyh Hasan'ı (Şeyh Hasan-ı Büzürg) tayin etmiştir. Ancak Eretna, memleket işlerine vâkıf olduğu için onun vekili olarak iş başında kalmıştır. İlhanlı tahtında saltanat mücadeleleri başlayınca Eretna, Memlûk sultanı Melik Nasıra tâbi olmayı seçmiştir.
Bu duruma karşı koymak isteyen Çobanlı Şeyh Hasan, orduları ile gelerek Eretna ordularıyla Sivas-Erzincan arasında Karanbük mevkiinde karşılaşmıştır. Ancak savaşı kazanan Eretna (1343) büyük bir itibar kazanarak kendi adına sultan unvanı ile sikke kestirmiştir.
Eretna'nın babası, III. Alaeddin Keykubad zamanında Kayseri emiri olan Cafer Bey'dir. Lakabı Alaeddin olan Eretna, Anadolu'da bulunan bir grup Moğol askerinin kumandanı iken, Anadolu Valisi Demirtaş'ın kayınbiraderi olduğu için birinci derecedeki emirler arasına girmiştir.
Eretna, Arapça'yı gayet iyi bilen adaletli ve iyi bir hükümdardır. Aynı zamanda köse olduğu için halk kendisine "Köse Peygamber" lakabını takmıştır.
Merkezi önce Sivas, sonra da Kayseri olan Eretna Beyliği topraklarına, Erzurum, Bayburt, Şarkıkarahi-sar, Niksar, Erzincan, Tokat, Samsun, Amasya, Ankara, Merzifon, Aksaray, Develi, Karahisar, Niğde ve Darende dahil olmuştur.
Eretna 1352'de vefat etmiş ve Kayseri'deki Köşk Medrese denilen, medresinin ortasında kümbete defnedilmiştir. Aynı türbe de oğlu Mehmed, Torunu Alaeddin ve zevcesi Süli Paşa'nın gömülüdürler.
Alaeddin Eretna'nın ölümünden sonra yerine oğlu Gıyaseddin Mehmed Bey yerine geçmiştir. Konya'da Karamanoğlu Alaeddin Beyle birlikte tahsil görmekte iken babası ölmüş, bunun üzerine Eretna'nın veziri Hoca Ali tarafından gizlice Kayseri'ye çağrılarak ağabeyi Cafer Bey'e rağmen 1352 yılında hükümdar ilan edilmiştir.
Küçük yaşta hükümdar oan Mehmed Bey, devletin idaresini veziri Hoca Ali ve diğer beyler bırakıp, yöneticilerle zevk, sefa ve av ile vaktini geçirmeye başmış ancak bundan rahatsız olan yöneticiler Mehmed Bey'i tahttan indirip, ağabeyi Cafer Bey'i 1354 yılında sultan yapmışlardır.
Gıyaseddin Mehmed Bey ise şiddetle yeniden taht mücadelesine başlamış, 1355'de Cafer Bey'in ordusu ile aralarında şiddetli bir savaş olmuştur. Cafer Bey'in ordusu hezimete uğramıştır. Mehmed Bey yeniden hutbe okutup, sikke kestirmiştir.
Devlet işlerini yürütmekte olan Vezir Hoca Ali Şah ise 1364 tarihinde isyan ederek Kayseri'de bulunan Mehmed Bey üzerine yürümüş fakat Mehmed Bey'in kuvvetlerine mağlup olmuştur. Mısır Hükümdarı II. Melik Eşrefin Halep naibi kumandasındaki ordusunun yardıma gelmesiyle Mehmed Bey, Hoca Ali Şah'ı Zamantı Kalesi civarında mağlup etmiş ve yakalanan veziri öldürtmüştür.
Hoca Ali Şah'ın katli üzerine bu durumdan endişelenen içlerindeki Amasya emiri Hacı Şadgeldi'nin de bulunduğu bazı beyler ittifak ederek Gıyaseddin Mehmed Bey'i Sivas'ta öldürmüşlerdir. Mehmet Bey Kayseri'de Köşk Medrese’de bulunan babasının yanına defnedilmiştir.
Gıyaseddin Mehmed Bey'in 1365 yılında katli üzerine oğlu Alaeddin Ali Bey küçük yaşta hükümdar olmuştur. Saltanata geçince içki ve sefahate düşmüş olduğunu duyan Karamanoğlu, bu durumdan faydalanarak Samağar ve Çaykozan Moğol aşiret kuvvetlerini de yanına alarak 1375 yılında Kayseri'yi ele geçirmiştir.
Ali Bey Sivas'a kaçmıştır. Bu arada Kadı Burhaneddin, Kayseri'yi alarak Kayseri emiri olmak istemiş ancak Ali Bey buna razı olmayarak Kadı Burhaneddin'ı hapsettirmiştir. Fakat Burhaneddin'in taraftarı olan Sivas Emıri Hacı ibrahim, Ali Bey'i Sivas'ta hapsetmiş ve Burhâneddin'i hapisten çıkartmıştır.
Alı Bey de 1380'de ölerek Köşk Mescidi'ndeki babasının yanına defnedilmiştir. Bu sırada Eretna iktidarını tamamen elinde bulunduran Kadı Burhaneddin'in bu mumyalama ve nakil işleri ile ilgilendiği ve mezar taşını yaptırdığı bilinmektedir.
Alâeddin Ali Bey'in ölümünden sonra yedi yaşında hükümdar olan oğlu Mehmed Bey'e Kadı Burhaneddin 1381'de naib olmuş, yeni naib memleketin her yanına elçiler ile nağmeler göndermiştir. Sonra paşaları, beyleri ve ordu kumandanlarını kendisine biat ettirmiş, halkın sıkıntısını hafifletecek mali tedbirler aldırmıştır. 1381 yılında çocuk yaştaki hükümdar Mehmed Bey'i ortadan kaldırarak kendi hükümdarlığını ilân etmiştir. |